UZATMALARDA KADINLAR ÖNDE
Selim Özgül
Günümüzün dünyasında kadınlarla erkeklerin ortak bir sorunu var: uzatma!
Kadınlar kaynak yaptırarak çözmüş görünüyorlar, uzatma sorununu.
Uzun olmasını, sağlıklı, dolgun ve gür görünmesini istiyor saçlarının, kimi kadınlar!
Saçlarını böyle bir görüntüye kavuşturarak daha bir ilgi odağı olmak, kendilerini daha mutlu hissetmek istiyorlar. Kime ne!
Erkeklerin durumu içler acısıdır, bu uzatma meselesinde!
Kimi kadınların uzun saç sevdası gibi, kimi erkeklerin de bastırılması mümkün olmayan bir uzatma arzusu var!
Tüketim toplumları dünyasında her şeyi alınıp satılan bir meta olarak gören uyanıklar, erkeklerin içini yakıp kavuran bu arzularını da para kaynağı olarak görmüşler.
İnternette sosyal medya dahil, açtığınız her sayfanın sağından solundan fırlayıveriyor ilgili reklamlarda, bu uzatma nesnesi!
Şöyle anlatmıştım bu uzatma hallerinden birinin bir fıkrasını kitabımda:
Bizimkilerden biri pisuarın başında ıkınıp sıkınırken, gözü hemen yanındaki zencinin ‘orta parmak’ına ilişiyor. Merakına yenik düşüp “Yahu, bunu ne yapıyor ne ediyor da böylesine görkemli bir hale getiriyorsunuz?” diye soruyor.
Zenci, “Çok basit” diyor.
Bizimki, “Nasıl yani?” diyor.
Zenci, “Yatır bir sert yüzeye, sonra al eline ağaçtan bir tokmak ve başla ufaktan ufaktan dövmeye,” diye yol gösteriyor.
Üç beş gün sonra tekrar karşılaştıklarında, Zenci soruyor:
“Uyguladın mı anlattığım yöntemi, başardın mı?”
Gösterilen bu ilgi karşısında umudu tazelenen bizimki şöyle cevap veriyor:
“Rengini tutturdum ama, boyunu posunu henüz…”
Geçenlerde okuduğum bir haberde bu fıkranın gerçekten yaşandığını gördüm.
Sporcu bir adam uzatma çalışmaları yaparken, uzatma nesnesinin ucuna halka şeklinde ağırlıklar geçirmiş.
Sonra o halkaları taktığı yerden çıkaramayınca soluğu hastanede almış. Halkaları hastanede de yerinden çıkarmak mümkün olmayınca, mecburen bıçağa sarılmış cerrahlar!
Kadınların uzatma işinde bıçağa sarılmak, kan akıtmak yok; kaynak var onlarınkinde, hem de türlü türlü!..
Kaynat gitsin! Kaynat uzasın!
İngilizler daha da zahmetsiz bir şekilde çözmüşler erkeklerin uzatma sorununu…
İngilizler (Amerikalılar dahil) “penis” derken piiinis şeklinde uzatırlar ikinci harfi.
Ne kadar uzatmak istiyorsan o kadar uzat!
İngilizlerin bu kelimedeki ikinci harfi uzatmalarının nedeni, kelimenin aslının Latince olmasıdır.
Çoğu yerde okunmayan ‘e’ harfinin okunacağını belirtmek için noktalı ‘é’ harfi kullanır, Fransızlar.
Noktalı ‘é’ harfinin bulunduğu Fransızca kelimeleri ödünç alan İngilizler, çok komik durumlara düşer bazen.
Noktalı ‘é’ harfi kelimenin sonundaysa fazla sorun yok. Bizim türkülerdeki oy aman, vay aman der gibi uzunca bir ‘ey’ çek gitsin!
Bazen bir kelimenin olur olmaz bir yerine geliyor, bu noktalı ‘é’ harfi… Harf telaffuz etmiyor, penis uzatıyorsun sanki!
Piiiinis!
Geçenlerde seyrettiğim bir videoda, genç bir kadının ağzından biraz bükülüp kısaltılmış şekilde çıktı bu penis kelimesi.
“PeYnis” dedi, kadın.
Önce, bir dil sürçmesi mi oldu acaba, dedim.
Sonra, aynı kelimeyi aynı şekilde telaffuz ettiğini görünce, onu bilinçli bir şekilde öyle telaffuz ettiğini anladım.
Londra’ya birkaç saatlik bir mesafede yaşadığını söylemişti, ‘peYnis’ diyen kadın.
İngilizce konuşan topluluklardan kimileri piiiinis şeklindeki telaffuz karşısında o kadar da uzun boylu değil canım, bu kadar boy yeter dercesine ‘peYnis” diyerek telaffuz ediyormuş aynı kelimeyi!
Gene insaflıymış onlar, erkeklerle ilgili uzatmaya bir ölçü bulmakta!
Bizim Anadolu insanı hiç gelemez öyle kelime uzatarak vakit kaybetmeye!
Çek çük der, geçer gider! (Selim ÖZGÜL)
Derginin notu :
Selim şu anda bu yazıyı yeni yolladın bize. Ama herks senin gibi hem açıktan anlatmak hem de ezop usulü diyeceğimiz şekilde anlatmak herkes için kolay değil.— Sonuçta iyi bir yazı, yorum, anlatım, bilgi,, hiciv, mizah ….. hepsi var. Kolay gelsiiiin ! Beğendiiii m ! Biraz fazla uzatmış olabilirim. Bu kadar uzatmada normaldir sanırım.
Selim Özgül kimdir : 1957 yılında Doğu Çukurova da Osmaniye’de doğan bir Güneyli . Başka ülkelerde basılan pek çok anlamlı kitapları dilimize çevirerek basılmasını sağlayan bir çevirmen. Afilli Kalem adlı mizah, politika ve kültür kokan kitabında yazarıdır. Çoğu Çukurovalı gibi Türkçeyi çok iyi kullanan bir yazar. Ülke gerçeklerine duyarlı olan ve bu yüzden yıllarca sıkıntıya sokulan , yıllarca cezaevinde tutulan bir sosyalist yurtsever.