TECİRLİLERDE KADIN ÖZGÜRLÜĞÜ
Halis Açacak
Geçen sayıda bıraktığım yerden Özgür Tecirli kadınlarından söz etmek istiyorum. Onlar erkeklerle aynı haklara sahipmiş dense de kadın hakları daha ağır basarmış..
Tecirliler bu geleneklerini Orta Asya’dan alıp bozmadan getirmişler. Ve sürdürmüşler. Orada devlet toplantılarında Han’ın yanında Hatun da otururmuş. Onun da Han kadar söz hakkı varmış. Osmanlı toplumuna karışan Aşiretler en baştan kadın özgürlüğünü kaybetmişler.
Aşiret Meclisinde oy kullanma hakkına sahip kadınlarımızın lakabı “hatın gişi” imiş. Bu mertebeye ulaşan hatın gişiler iyi bir sağlık uzmanı ve aynı zamanda, iyi bir arabulucu, yarışmalarda iyi bir hakem, iyi bir eğitimci, iyi bir çocuk bakıcısı bir yol gösterici, iyi bir barış uzmanı olduğu kadar da savaş uzmanı, genç kızların eş seçmelerdeki akıl hocası gibi adeta Aşiretin belkemiği gibi topluluğu ayakta tutan kadınlarmış. Bunların dışında iyi bir çöpçatanlık görevleri varmış. Özellikle genç kızların eş seçmelerine yardım ederlermiş.
Tecirlilerin Orta Asya’dan Anadolu’ya gelmeleri yüzyıllar sürmüş. Zaman içinde kendi dinleri olan Şamanizm kuralları işe yaramaz olunca kendi kuralları daha ön plana çıkmış ve bir dini kural kadar benimsenmiş.
Nazım Hikmet’in şiirindeki “Kadınlar…. Bizim kadınlarımız… Soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen…” sözleriyle anlattığı Anadolu kadınlarına hiç benzemeyen Tecirli kadını dişe diş göze göz erkeklerle savaşını sürdürüp gelmiş.
Peki ne olmuş da Tecirli kadınları da Anadolu Kadınları gibi tam olmasa da yarı yarıya üstünlüklerini kaybetmişler. İşte burada İslam dini içindeki yobazların baskısından söz etmek lazım. Kadınları erkeklere kul köle eden, yalanları ile kadınları ikinci sınıf insan haline getiren, erkeğinin karşısında bir sözcük dahi söylemesi yasaklanıp, elinden alınan kadın politikası büyük bir ustalıkla topluma kabul ettirilmiş. Kadın kendi doğurduğu erkek evladı kadar hakka sahip değildir. Anne ile oğlunun bir konu üzerindeki tartışmasında baba, haksız dahi olsa oğuldan yanadır.
Halbuki, Hz Muhammed, “Cuma günleri camilerde toplanın. Bu toplantılarda mahallenizin, ya da ulusunuzun, hatta toplantıya katılan insanların problemlerini tartışın. Çözemezseniz daha büyük camilere götürün sorunlarınızı. Orada da çözülmezse Hac’ca getirin. Uluslararası platformda çözüme kavuşturun” diye söylemiş. Bir diğer söyleminde “iştihat cemiyetleri kurun. Uluslararası olan bu cemiyette dini sorunlar tartışılsın ve dinimiz çağa ayak uydursun.”
Bu gün Ülkemizde kadın hakları diğer İslam ülkelerinden bir parça daha iyi ise bu Atatürk’ün eseridir. Avrupa’da bile oy kullanmaya hakkı olmayan kadınlar, ülkemizde oy kullanma verilmiş. Medeni kanun çıkarılarak çoğu ülkede miras hakkı olmayan kadınlara bu hakkı yasalarla pekiştirmiş. Kuranı Kerim’de bile erkeğe bir, kadına yarım olarak tanınan miras hakkı erkeklerle eşit hale getirilmiş. Atatürk’ün büyüklüğü bu konuda da kendini göstermiş.
Tecirli kadını 1865 te kaybettiği erkeklere karşı üstünlüğünü hatta erkeklerden daha aşağılara düşmesini Atatürk’le hiç olmazsa eşit hale getirmiş.
Öte yandan bireysel olarak zaman zaman Tecirli kadınlarının eski hallerine geri döndüklerine tanık oluruz. Köyümüzden Ayşe Ablam, yaşları bir hayli ilerlemesi nedeni ile kocasına yanıt veremeyince, yine kendilerine yakın yaştaki bir dul kadınla İmam nikahı ile gizlice evlenmiş. Arada bir yeni eşini ziyarete gidermiş. Bir sabah uyandığında kocasının yanında olmadığını fark etmiş. Basmış yeni eşin evini. Kocasını da kadını da elindeki meşe odunu ile bir güzel dövmüş. Hem de ne dövme kafalarını kırıp kan-revan içinde bırakmış
Buna benzeyen örnekleri çoğaltabiliriz. Başta benim Ablam. Emine Teyze, Fadıma Bibim gibi pek çok kadın vardı. Erkeğini sopayla dayaktan geçiren
Ama şimdilerde, kos kocaman ilahiyatçı bir profesör çıkıyor “4 yaşına kadar kadınlara nikah kıyılabilir” diyor. Televizyonda söylenen bu sözlere kimse itiraz etmiyor. Düşünebiliyor musunuz, 4 yaşnıda bir bebek… Buna ileriye dönük vaadlerle nikah kıyıp karısı gözü ile bakılabilirmiş. İslam dini kendini koruyamıyor. Buna benzer pek çok örnek vardır. Saymakla bitmez. İşin kötü yanı İslamiyetin hüküm sürdüğü geri kalmış ülkelerde durum daha da kötüdür.
Selam olsun Tecirli kadınlarına.
Halis Açacak : Osmaniye kırmıtlı doğumlu. Kendiside eşide öğretmen. Çocukları, torunları olan bir eğitim , tarım ve yazın emekçisi. Darbelerde hep koğuşturmaya uğramış, hapislere alınmış bir insan. Bir çok kitabı yayınlanmış, yabancı dillere çevrilmiş, halada üreten bir devrimci, eğitici halk insanı.
Tecirliler cogunlugu Cukurovada yasayan bir Turk oymagidir. Su anda bile guzel gelenekleri olan bir oymaktir. Halis Acacak hocamiz bir toplumbilim arastiricisi olarak Tecirlilerde kadin anlayisini anlatmistir. Sade. anlamli anlatimi onemlidir.